Carl Gustav Jung’a göre, her insanın içinde bir “gölge” tarafı vardır. Bu gölge, bastırılmış duygularımız, korkularımız ve en ilkel yönlerimizden oluşur. Kıskançlık da bu gölgenin bir parçasıdır. Bir başkasının mutluluğunu kıskandığımızda, aslında kendi eksikliklerimizle yüzleşiyoruz.
“Başkalarında bizi rahatsız eden şeyler, kendimizde kabul etmeye cesaret edemediğimiz şeylerdir.”
“What irritates us about others is what we cannot accept in ourselves.”
Yani, kıskandığımız kişi bizde olmayan bir şeyi temsil eder.
Sevilen biri mi?
Belki de kendimizi yeterince sevilmeye değer görmüyoruzdur.
Başarılı mı?
Belki de kendi yeteneklerimize güvenmiyoruzdur.
Örneğin, bir arkadaşınızın yeni bir iş bulduğunu duyduğunuzda, kendi kariyerinizdeki durgunluğu düşünüp kıskançlık hissedebilirsiniz.
Bu durumda, aslında kendi başarısızlık korkunuzla yüzleşiyorsunuz.
Jung, gölgemizle yüzleşmenin kişisel gelişim için kritik olduğunu söyler:
“Gölgeyi bilinçli hale getirmek, kişinin kendini tamamlaması için atılması gereken ilk adımdır. Gölgeyi reddetmek, onu daha da güçlendirir.”
“To make the shadow conscious is the first step toward self-realization. To deny the shadow only strengthens it.”

Psikanalitik Perspektiften Kıskançlık
Psikanalitik psikoloji, kıskançlığı bilinçdışı süreçlerle ilişkilendirir. Freud’a göre, kıskançlık genellikle çocukluk dönemindeki deneyimlerle şekillenir. Özellikle, Oedipus kompleksi ve kardeş rekabeti, kıskançlık duygularının temelini oluşturabilir.
Örneğin, çocukken kardeşinizle ebeveynlerinizin ilgisini paylaşmak zorunda kaldıysanız, bu durum yetişkinlikte başkalarının başarılarını tehdit olarak algılamanıza neden olabilir.
Jung ise kıskançlığı, kolektif bilinçdışı ve arketipsel imgeler bağlamında ele alır. Örneğin, “gölge” arketipi, kıskançlık gibi olumsuz duyguları içerir. Bu duygular, bireyin kendi benliğini tamamlaması için keşfedilmesi ve bütünleştirilmesi gereken parçalardır.
“Kıskançlık, kendi potansiyelimizi göremediğimizde ortaya çıkar. Başkalarının başarıları, aslında kendi içimizde keşfedilmemiş olanı yansıtır.”
“Jealousy arises when we fail to see our own potential. The successes of others reflect what lies undiscovered within ourselves.”
Kıskançlık ve Benlik Saygısı
Kıskançlık, genellikle düşük benlik saygısıyla ilişkilidir. Kendimizi yetersiz hissettiğimizde, başkalarının sahip olduklarına odaklanırız. Bu durum, psikanalitik açıdan, narsisistik yaralar olarak adlandırılır. Bu yaralar, çocukluk döneminde ebeveynlerden yeterli ilgi ve onay görmemekten kaynaklanabilir.
Örneğin, bir öğrenci sınıf arkadaşının yüksek not almasını kıskanıyorsa, bu durum kendi akademik başarısına olan güvensizliğini yansıtıyor olabilir.
Jung’a göre, kıskançlık duygularıyla başa çıkmak için öncelikle kendi içimizdeki eksiklikleri kabul etmemiz gerekir:
“Kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek, gölgemizle barışmanın ilk adımıdır. Ancak o zaman başkalarının başarılarını tehdit olarak görmekten vazgeçebiliriz.”
“Accepting ourselves as we are is the first step toward reconciling with our shadow. Only then can we stop seeing others’ successes as threats.”
Sevilmeyen Çocuklar, Kıskanılan Çocuklar

Bazı çocuklar sevgiyi kıt bir kaynak olarak görür:
“O mutlu olduğu için ben mutsuzum.”
Bu yanlış inanç, zamanla saldırganlığa, hatta şiddete yol açabilir. Eğer bir çocuk, sevgi ve takdir görmek için sürekli rekabet etmek zorunda kalmışsa, yetişkin olduğunda başkalarının mutluluğunu tehdit olarak algılayabilir. Yapılan araştırmalar, aile içinde yeterince duygusal destek görmeyen çocukların, ilerleyen yaşlarda daha yoğun kıskançlık duyguları yaşadığını göstermektedir.
Örneğin, bir çocuk ailesinden yeterli ilgi görmediğinde, okulda başarılı olan arkadaşlarını kıskanabilir ve bu duygularını saldırgan davranışlarla gösterebilir.
“Çocuklukta yaşanan duygusal yoksunluklar, yetişkinlikte gölgemizin en karanlık yönlerini besler. Kıskançlık, bu yoksunlukların bir yansımasıdır.”
“Emotional deprivations in childhood feed the darkest aspects of our shadow in adulthood. Jealousy is a reflection of these deprivations.”
Sağlıklı Başa Çıkma Yolları
Kıskançlık hissettiğinizde, bu duygunun altında yatan sebebi anlamaya çalışın. Hangi eksiklik hissi sizi rahatsız ediyor? Başkalarının sahip olduklarına odaklanmak yerine, kendi hayatınızda değerli olan şeyleri fark etmeye çalışın.
🔹Bir başkasının başarıları sizin başarısız olduğunuz anlamına gelmez. Kendi güçlü yönlerinizi keşfetmeye odaklanın.
🔹 Birini kıskanmak yerine, onun başarısından nasıl ders çıkarabileceğinizi düşünün.
🔹 Özellikle sosyal medya, kıskançlık duygularını tetikleyebilir. Unutmayın, insanlar genellikle hayatlarının en güzel anlarını paylaşır, zorluklarını değil.
Ayşe, uzun yıllardır çalıştığı şirkette aynı pozisyonda çalışıyordu. Bir gün, ofiste yakın çalıştığı meslektaşı Mehmet’in terfi aldığını öğrendi. İlk başta içinde bir burukluk hissetti. “Neden ben değilim?” diye düşünmeden edemedi. Ancak bu duygu onu harekete geçmeye itti. Kendi kariyer hedeflerini gözden geçirdi ve Mehmet’in başarısını bir ilham kaynağı olarak gördü. Yeni beceriler öğrenmeye başladı, sertifika programlarına katıldı ve kendini geliştirmek için adımlar attı. Zamanla, kıskançlık yerini motivasyona bıraktı ve Ayşe, kendi yolunda ilerlemeye odaklandı.
Elif, uzun zamandır yakın arkadaşı olan Deniz’in yeni bir ilişkiye başladığını öğrendiğinde kendini yalnız hissetti. Deniz, artık eskisi gibi onunla vakit geçiremiyordu ve bu durum Elif’i üzüyordu. Ancak bu duyguyu fark ettiğinde, kendi hayatına odaklanmaya karar verdi. Ailesiyle daha sık görüşmeye başladı, yeni hobiler edindi ve sosyal çevresini genişletmek için farklı etkinliklere katıldı. Kendi mutluluğunu başkalarının hayatına bağlamak yerine, içinde bulunduğu anın değerini keşfetti.
Can, sosyal medyada gezinirken bir arkadaşının lüks bir tatilde çekilmiş fotoğraflarını gördü. Kendisi ise yoğun iş temposundan dolayı uzun zamandır tatile çıkamamıştı. İçinde bir kıskançlık hissetti ve kendi hayatını sorgulamaya başladı. Ancak bu duygu onu rahatsız edince, sosyal medya kullanımını sınırlamaya karar verdi. Gerçek hayatta kendini mutlu edecek şeylere yöneldi: kitap okumak, doğa yürüyüşleri yapmak ve yakın arkadaşlarıyla vakit geçirmek. Zamanla, başkalarının hayatlarına odaklanmak yerine kendi hayatının güzelliklerini fark etmeye başladı.
Eğer kıskançlık duygusu sizi tüketiyor ve ilişkilerinize zarar veriyorsa, bir uzmandan destek almak faydalı olabilir.
“Kıskançlık, kendi içimizdeki ışığı göremediğimizde ortaya çıkar. Kendimizi keşfettiğimizde, başkalarının başarıları artık bizi rahatsız etmez.”
“Jealousy arises when we fail to see the light within ourselves. When we discover ourselves, the successes of others no longer disturb us.”
Kıskançlık doğal bir duygu olsa da, kontrol edilmediğinde bireyin ruh sağlığını ve sosyal ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. Önemli olan, bu duyguyu tanıyıp sağlıklı bir şekilde yönetmeyi öğrenmektir. Jung’un dediği gibi, gölgemizle yüzleşmek, kendimizi tamamlamanın ilk adımıdır.
Telif Hakkı Uyarısı:
Bu yazının tüm hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır. Yazının tamamı veya bir bölümü; yazarın yazılı izni olmaksızın kopyalanamaz, çoğaltılamaz, alıntılanamaz, yayımlanamaz, ticari amaçla kullanılamaz. İzinsiz kullanım halinde yasal işlem başlatılacak olup, her türlü hukuki ve cezai sorumluluk izinsiz kullanan kişiye aittir.
©psikologecemsercan









