Sosyal Medya’nın PR Etkisi ve Cinsiyet Normları
Barbie filmi henüz gösterime girmeden çokça konuşulmaya başlandı. Bu gibi yapıtların günümüzdeki popülaritesi sosyal medyanın kamçıladığı merak duygusunun bir sonucu gibi.
Barbie Filmi, nostalji ve anılar aracılığıyla birçok kişinin duygusal bağ kurduğu bir yapıt. Nostalji, insanların geçmişe dönük bağlamda duygusal açıdan etkilenmesine neden olur, böylelikle filmi yeniden hatırlamaya ve izlemeye yönlendirilirler. Aklıma Özdeşleşme Kuramı da gelmekte; izleyicilerin filmin karakterleriyle özdeşleşerek duygusal bağlar kurduğunu ve filmin mesajlarını benimsediğini düşünmekteyim.
Sosyal medyanın gücü, filmle ilgili içeriklerin henüz gösterime girmeden hızla yayılmasına ve oldukça geniş bir kitleye ulaşmasına olanak tanıyor. Sosyal medya fenomenlerinin ve ünlülerin film ile ilgili paylaşımları da filmin konuşulmasına katkıda bulunuyor.
Sosyal medyanın günlük yaşamımızı sürekli olarak etkilemesi, herkesin en yeni ve popüler olan şeylere hızla ulaşma isteğini beslemekte. Barbie gibi popüler yapıtlar da, sadece konuşulduğu için gitmek isteğiyle karşı karşıya kalabilir. Merak duygusu, insanları yeni ve ilgi çekici şeyler keşfetmeye yönlendirir. Sosyal medyanın etkisiyle, bir şeyin popüler olması insanların dikkatini çekebilir ve bu merak duygusunu tetikleyebilir. Merakın aşırı uyarılması, kişileri sürekli bir aceleci yaklaşıma itebilir ve yüzeysel deneyimler yaşamalarına neden olabilir.
Sosyal medyada popüler olan kişi veya kurumların filmin değerini artırabileceğinin kanıtı olan bu durum, kişiler filmi beğenmediğinde nasıl sonuçlanır birlikte göreceğiz 🙂 Sosyal medyada trend olan içeriklerin etkisine kapılmak yerine, kendi özgün deneyimlerimize değer vermek, daha derinlemesine memnuniyet ve kişisel tatmini artırabilir.
Bu film ile ilgili beni düşündüren diğer bir nokta da cinsiyet normları. Çeşitli araştırmalar, cinsiyet normlarının çocukların ilgi ve oyuncak seçimleri üzerindeki etkisini göstermektedir. Cinsiyet normlarına dayalı olarak belirlenen oyuncaklar, çocukların ilgi ve yeteneklerini sınırlayabilir. Bu nedenle, ebeveynlerin, öğretmenlerin ve toplumun, çocukların özgürce ilgi alanlarını keşfetmelerine ve kendilerini ifade etmelerine destek olması gerekliliğini hatırlatmak isterim.
Her bireyin ilgi ve hobilerini özgürce seçme hakkı olduğunu biliyoruz. Her bir sinema salonunda umuyorum ki erkek izleyici sayısı da oldukça fazla olur ve yargılanmaz. Barbie Filmi gibi yapıtlar, cinsiyet rollerinin ötesinde herkesin ilgisini çekebilir yapıtlardır. Barbie ile oynamak veya Barbie gibi filmlere ilgi duymak gibi aktivitelerin sadece kız çocuklarına veya kadınlara özgü olması düşüncesi, çocukların özgürce gelişmesini ve kendilerini ifade etmelerini engellemektedir. Bireyler pembe giyinmek isteyebilir, Barbie ile fotoğraf çekilmek isteyebilir ve filme hayranlık duyabilir, cinsiyetlere ya da cinsel yönelimlere dair bir veri sunmaz.
Barbie Filmi gibi yapıtlar, çocukların da yetişkinlerin de yaratıcılıklarını ve duygusal zekalarını geliştirmelerine yardımcı olacaktır. Bu tür aktiviteler, onların empati kurma becerilerini, sosyal ilişkilerini ve hayal güçlerini güçlendirirken, oyunlar aracılığıyla kendilerini ifade etmelerini de sağlayabilir.
Cinsiyet rollerine dayalı beklentiler, bireylerin özgün potansiyellerini engelleyebilir. Toplumun, cinsiyet normlarına bağlı kalmadan her bireye eşit fırsatlar ve özgürlükler tanıması, daha hoşgörülü ve adaletli bir dünyanın temelini oluşturur.
Barbie filminin fragman gösterimi aşamasındaki psikolojik etkileri ve cinsiyet normlarına dair düşüncelerimi ele aldığım bu yazıyı filmi izledikten sonra sürdürmeye devam edeceğim. Sizin yorumlarınız ve deneyimleriniz benim için önemli, lütfen sizler de düşünce ve paylaşımlarınızı filmi izledikten sonra yorumlar kısmından paylaşın.
Bu yazının tüm hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır. Yazının tamamı veya bir bölümü; yazarın yazılı izni olmaksızın kopyalanamaz, çoğaltılamaz, alıntılanamaz, yayımlanamaz, ticari amaçla kullanılamaz. İzinsiz kullanım halinde yasal işlem başlatılacak olup, her türlü hukuki ve cezai sorumluluk izinsiz kullanan kişiye aittir.
©psikologecemsercan
