YILBAŞINDA DEĞİŞİM YANILSAMASI & GERÇEKÇİ BİR BAŞLANGIÇ

Dilekler bugün tutacak, vision board’lar bugüne kadar yapılacak…

YILBAŞI DEĞİŞTİRMEZ, AMA NEDEN HERKES DEĞİŞECEĞİNE İNANIR?

31 Aralık gecesi saat 23.59
Bir yıl bitmek üzereyken, içimizden biri fısıldar:
“Bu sene gerçekten farklı olacak.”
Aynı ev, aynı beden, aynı hayat…
Ama sanki takvim değişince biz de değişecekmişiz gibi.
Bu his tanıdık geliyorsa, yalnız değilsin.
Ve hayır, bu bir saflık değil. Bu, insan zihninin en güçlü ama en yanlış anlaşılan mekanizmalarından biri.

Yılbaşı Neden Bu Kadar Güçlü Hissettirir?

Zihnimiz Takvime Neden Bu Kadar İnanır?

Yılbaşı, doğum günleri, pazartesiler ya da ay başları gibi zamanlar “temporal landmark” yani zamansal eşik olarak adlandırılır.

Zihin bu eşikleri sever. Çünkü bu anlar:
-Geçmişi zihinsel olarak ayırmamıza
-Hataları eski benliğe yüklememize
-Kendimizi bugünden itibaren daha yetkin hissetmemize
olanak tanır.

Bu etkiye “fresh start effect” (taze başlangıç etkisi) denir. Araştırmalar, insanların bu dönemlerde daha idealist düşündüğünü, daha büyük hedefler koyduğunu, kendine dair değerlendirmeleri daha net yaptığını gösterir.

Yani yılbaşında dilek dilemek, hedef belirlemek, vision board yapmak bir tesadüf değildir. Zihin, “şimdi değişebilirim” sinyalini bu eşiklerde daha kolay üretir.

Motivasyon yükselir. Ama kalıcı değildir.

Değişim Neden Çoğu Zaman Bir Yanılsama Olarak Kalır?
(Hep 2 Ocak’ta Zorlaşır?)

Yılbaşı kararlarının büyük kısmı birkaç hafta içinde kaybolur.

Çünkü çoğu insan değişimi ister ama davranışı planlamaz
Hedef koyar ama hedefi psikolojik olarak yapılandırmaz
Bir aksaklıkta bunu kişisel başarısızlık olarak yorumlar

Zihnin sana şunu söyler: “Şimdi denemek için iyi bir an.”
Ama kimse sana şunu söylemez: Bu his geçicidir.

Danışan koltuğundan 2 Ocak sonrası en sık duyduğum cümle: “İstiyorum ama sürdüremiyorum.”

Çünkü belki değişimi şöyle hayal ediyorsundur:
Bir gecede olacak
Güçlü hissettirdiği sürece sürecek
Hiç aksama olmayacak

Oysa gerçek şu:
Değişim motivasyonla değil, yapıyla olur.
Motivasyon bir duygudur.
Duygular gelir ve gider.

Belirsiz hedefler
“Daha mutlu olacağım”, “kendime bakacağım” gibi ifadeler iyi niyetlidir ama beyin için anlamsızdır. Beyin somut davranış ve sonuç ister.

Kaçınma dili
“Artık kaygılanmayacağım”, “stresli olmayacağım” gibi hedefler, zihne ne yapacağını değil ne yapmaması gerektiğini söyler. Bu da davranış üretmez.

Mükemmeliyetçilik
Bir gün aksadığında “zaten olmadı” diyerek tamamen bırakmak, değişimin en büyük sabotajıdır. Buna ya hep ya hiç düşüncesi de diyebiliriz.

Dilek Dilemek Neden İyi Hissettirir?

Dilek dilemek; kontrol duygusunu geçici olarak artırır. Belirsizliğin yoğun olduğu dönemlerde (yeni yıl gibi), insan zihni geleceğe dair bir bağ kurmak ister.

Dilek:
-Umut üretir
-Kaygıyı kısa süreli azaltır
-Zihne “bir umut var” hissi verir
Ancak davranışla desteklenmediğinde, yalnızca duygusal bir rahatlama sağlar. Kalıcı değişim yaratmaz.

Vision Board’lar Neden Bu Kadar Popüler?

Vision board (hayal panosu), beynin görsel sistemini kullanarak hedeflere odaklanmayı amaçlar. Görseller, soyut hedefleri somutlaştırır ve zihinsel temsilleri güçlendirir. Ancak burada önemli bir psikolojik risk vardır: Eğer vision board yalnızca sonuca odaklanıyorsa, motivasyonu azaltabilir.

Araştırmalar, sadece hedefin sonucunu hayal etmenin (örneğin “fit bir beden”) bazen beynin “zaten oldu” hissi yaşamasına ve davranış üretiminin azalmasına yol açabildiğini göstermektedir.

Bu yüzden etkili bir vision board:
-Değerlerini fark etmeni sağlar
-Süreci temsil eder
-Ulaşılabilir imgeler içerir
-Davranışla eşleştirilir
-Kim olmak istediğini gösterir
-Küçük adımları çağırır

Bir beden değil, bir yürüyüş ayakkabısı koy.
Bir başarı değil, bir çalışma düzeni koy.
Bir hayat değil, bir alışkanlık koymuş ol.
Bir yoga matı, spor ayakkabısı, defter, yürüyüş yolu…

Böylelikle “kim olmak istiyorum?” sorusuna hizmet eder.

Zihin, neye gideceğini bildiğinde daha kolay hareket eder:
“Daha az stres” yerine
“Haftada bir gün 30 dakika gevşeme egzersizi”

Şöyle bir yapı, zor anlarda karar yorgunluğunu azaltır:
Hedef: “Salı ve Perşembe sabah 07.00’de 25 dakika yürüyüş.”
Plan: “Eğer hava kötüyse, evde 25 dakikalık video egzersiz yapacağım.”

Küçük kazanımları görmek
Beyin, küçük başarılarla dopamin üretir. Bu da devam etme isteğini artırır. Büyük değişimler, küçük tekrarlarla olur.

Sosyal görünürlük
Birine söylemek, görünür olmak, hesap verebilirlik yaratır. Değişim bireysel başlar ama sosyal destekle sürer.

Kendine Şefkat
Sapmalar kaçınılmazdır. Önemli olan “düştüm” değil, “buradan nasıl devam ediyorum?” sorusudur.

Yılbaşı Herkes İçin ‘Mutlu’ veya ‘Neşeli’ Olmak Zorunda Değil

Bu gün herkesin mutlu olacağı bir gün özelliği taşımamaktadır.
Her doğum günümüz güzel geçmeyeceği gibi yeni yıl günleri de güzel geçmeyebilir. Bu günlere yüklenen anlam ve beklentiler sizi içten içe yakabilir.

Yılbaşı;
Yas tutanlar
Yalnız hissedenler
Maddi baskı yaşayanlar
Aile çatışmaları olanlar

için zorlayıcı olabilir.

Eğer bu dönemde:
-Keyifsizlik
-Umutsuzluk
-Yoğun kaygı
kesintisiz iki haftadan uzun sürüyorsa, bunu zayıflık değil bir sinyal olarak görmek gerekebilir.

Yılbaşı mucize yaratmaz. Ama doğru kullanıldığında güçlü bir eşik sunar.

Belki de bu yıl yapılacak en büyük değişim şudur: Kendinle daha gerçekçi, daha şefkatli ve daha bilinçli bir ilişki kurmak.

Eğer bu yazıyı okurken bir tanıdığın aklına geldiyse, paylaş;
belki bir cümle, kendine daha az yüklenmesini sağlayabilir.






Bu yazının tüm hakları 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu kapsamında korunmaktadır. Yazının tamamı veya bir bölümü; yazarın yazılı izni olmaksızın kopyalanamaz, çoğaltılamaz, alıntılanamaz, yayımlanamaz, ticari amaçla kullanılamaz. İzinsiz kullanım halinde yasal işlem başlatılacak olup, her türlü hukuki ve cezai sorumluluk izinsiz kullanan kişiye aittir.
©psikologecemsercan